Abdullah El Habeşi’nin Sözlerinden

Allâh’a hamd, Resulüne selam olsun. Allâh-u Teâlâ hayırlı işlerde ve takvada birbirimize yardım etmemizi, şerde ve düşmanlıkta birbirimize yardım etmememizi emrediyor.
Hayırlı şeyler derece derecedir. En yükseği ve efdali Ehli-Sünnet Vel Cemaatin Akidesini ihya etmektir. Bu amel Allâh’ın rızasını kazandıran en faziletli ameldir. Çünkü insanların arasında Ehli-Sünnet Vel Cemaatin Akidesine zıt olan batıl Akideler yayılmıştır. Bu batıl Akideler insanları farkına varmadan küfre çekmektedirler. Fakihler, kitaplarında, Ehli-Sünnet mezhebini, ona muhalefet edenlere ve İslam’a müntesip olduklarını iddia eden yoldan çıkmışlara karşı müdafaa etmenin farz-ı kifaye olduğunu açıkça belirtmişlerdir. Bunu, İslam’dan çıkmış, İslam’a müntesip olmayan ve işi gücü insanları Allâh’ın dininden çıkarmak için dini Akidelerde şüpheye düşürmek olan kişilere karşı yapmak gerekir. Görüyoruz ki, Vahhabi olan müşebiheler yayılmış teşbih (benzetme) Akidesini yayıp, Allâh’ın yukarda hareket eden bir cisim olduğunu kabul edip ve O’nu yaratılmışların sıfatlarıyla vasfediyorlar ve Müslümanları sebepsiz yere sırf “Ya Muhammed, Ya Rasulallâh” dedikleri için tekfir ediyorlar. Kadiyeniler’in elebaşı ve sözde lideri Gulam Ahmed, kendisinin Nebi (Peygamber) olduğunu iddia ediyor. Ona bağlı insanlar tasavvufu iddia edip ”Hulul Akidesine” inanıyorlar. Onlara göre Allâh, her şeyin içindedir. Bu insanlar kendi Akidelerini yaymak için birbirleriyle maddi yönden yardımlaşıyorlar. Bu sapık insanlara karşı Kur-an’ı Kerim’den, hadislerden akli deliller verecek insanların bulunması zaruridir. Eskiden Ehli Hak mezhebini müdafaa edecek çok sayıda insan vardı. Bugün o insanların sayısı çok azalmıştır ve bazı insanlar, mallarını, gücünü ve makamını Ehlisünnet Vel Cemaatin Akidesine zıt düşen Akideleri insanlara davet için kullanılmaktadırlar. Gerçekten bu duruma hepimiz şahit olduk. Bunların önüne geçmek için her birimiz elimizden geleni yapmalıyız.
Bilinmelidir ki, dönüş Ahiretedir. Bugün dünyadır, yarın ise Ahirettir. Hayatınızı ölmeden önce ganimet bilin. Sakın ha eğlenmeye dalıp bu kati farzı ihmal etmeyin ve salih olan selefinize tabi olunuz. Nefisleriniz muhasebeye çekilmeden önce hesaba çekiniz. Sakın ha, bu emri ihmal etmeyiniz.
Sahabelerin hayatını okumuşsunuzdur veya bazı gazvelerde bir gün boyunca bir hurmayı suyla beraber emerek idare ettiklerini duymuşsunuzdur. Bunlar Allâh’ın dinini yaymışlardır. Eğer onlar bu asrımızda olduğu gibi nimetlenmeye dalsalardı Allâh’ın dini Arap yarımadasının dışına çıkmazdı. Sizlere efendimiz Ali’nin sözünü hatırlatayım: ”Dünya gidiyor arkada kalacaktır. Ahiret ise yaklaşıyor. Dünyayı değil Ahireti isteyenlerden olunuz. Bugün amel günüdür hesap yoktur. Yarın (Ahirette) ise, hesap vardır amel yoktur.” İmam Buhari bu sözü rivayet etmiştir. Bundan daha önemlisi Rasulullah’ın bu hadisidir “Zeki olan, nefsini tutup ölümden sonraki için amel edip çalışandır.
Ve âlemlerin Rabbi olan Allâh’a hamd olsun. Saletu Selam Rasullerin efendisi olan Efendimiz Muhammed’in üzerine olsun.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir