Şeyh Abdullâh El-Herari (Allâh ondan razı olsun) buyurdu ki: “Farz amel kişiyi Allâh’ın rahmetine, nafile amellerden daha çok yaklaştırır. “Farz amellerle uğraşmaktan dolayı nafile amelleri yapmayan kişi mâzur, nafile amellerle uğraşmaktan dolayı farz ameli yapmayan kişi ise mağrurdur” kaidesine binâen farz amelleri nafile amellerden daha önde tutmanız gerekir.”
Şeyh Abdullâh El-Herari (Allâh ondan razı olsun) buyurdu ki: “ Gaflet, günah ve mekruhların sebebidir.”
Şeyh Abdullâh (radiyallâhu anh) buyurdu ki: “Allâh’ı yüceltmek ve O’nu hem sakin hem sinirli anımızda küçümsememek üzerimize farzdır.”
Şeyh Abdullâh (radiyallâhu anh) buyurdu ki: “Allâh’ı seven kişi, hakkı söylemekte cüretkârdır. İnsanlar sebebiyle hakkı söylemekten korkmaz. Bu cüret Allâh’ın verdiği en büyük nimetlerdendir.”
Şeyh Abdullâh (radiyallâhu anh) buyurdu ki: “Takvalı âlimde heybet vardır. İnsanlar arasında tek başına yürüdüğünde bile heybetlidir.”
Allâhu Teâlâ’yı mekândan münezzeh olarak bilmek Ehl-i Sünnet’ Vel-Cemaat’in akidesidir Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor: لَيْسَ كَمِثْلِه شَىْءٌ وَهُوَ السَّميعُ الْبَصيرُ (Eş-şurâ suresi, 11. âyet) Manası: Allâh’ın benzeri hiç bir şey yoktur Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor: وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ (El-İhlas suresi, 4. âyet) Manası: Allâh’ın hiç bir yönden benzeri yoktur Allâhu Teâlâ şöyle buyuruyor: …
Şeyh Abdullâh El-Herari (radiyallâhu anh) buyurdu ki: “Tembelliğin ilacı, ölümü hatırlamaktır.”
Şeyh Abdullâh El-Herari (radiyallâhu anh) buyuruyor ki: “Dinde, dünya ziynetlerinin azaltılması talep edilmiştir. Kıyafetlerin şık ve titiz olmasına özen göstermemek güzel bir şeydir. Kıyafetlerin şık olmasına özen göstermekte dini bir maslahat yok da sadece nefsin isteğini yerine getirmek varsa, bu dinden değildir.”